- yok
- -ku -ğu1́is.1. 没有; 不到; 不在: Burada kimse yok. 这里一个人也没有。Cebimde para yok. 我兜里没钱。Hiç çıktığım yok. 我从来没有出去过。On sekizinde yoktu.他还不到18岁。Üstünde bir av bıçağından başka silâh yoktu. 他身上除了一把猎刀外, 什么武器也没有。2. 无, 虚无; 没有的东西: Yoktan ne çıkar? 从一无所有中能得到什么?Sen yoktan anlamz mısın? 怎么, 你不明白什么叫没有?3. 禁物; 禁止: İçki, sigara yok. 禁止烟, 酒。2́zf. 不; 不是; 没有(对对方提问、意见、建议等的否定回答或否定、修正前面的说法): -Geldiler mi? -Yok, daha gelmediler. -他们来了吗?-没有, 他们还没有来。-Şeker ister misiniz? -Yok, istemem. -您要糖吗?-不, (我)不要。Yok, doğrusu iyi adam, kim ne derse dersin. 不, 不管别人怎么说, 他的确是个好人。3́bağ. (用于句首, 表示不信任、不相信、轻视、轻慢等): Yok hastaymış, yok parası yokmuş, bir sürü bahane ile karşıma çıktı. 又是他有病, 又是他没钱, 一句话, 他给我出了许多难题。Yok kağıdı kalmamış, yok mürekkebi iyi değilmiş, hasılı bir alay bahaneler! 他又是纸没有了, 又是墨水不好, 总而言之, 一大堆可笑的托词。◇ \yok canım 1) 不, 不可能有这样事, 请不要相信: Yok canım, ben belediye teraflısı değilim. Sizden yanayım. 不, 我不是市政府的支持者, 我是你的支持者。 2) 是吗?真的吗?\yok değil 有, 往往有, 有时有 \yok denecek kadar az 少到几乎没有 \yok denemez 不能说没有 \yok deve (或 devenin başı) 不, 瞎说; 不, 不可能; 不, 难以置信: İki saatte ağaç yetiştireceklermiş. --Yok, devenin başı! 据说他们两个小时就能把树栽完。-不可能, 吹牛。-i \yok etmek 使无: Bu haber umudunun son kalıntısını da yok etmişti. 这个消息使他的最后一线希望也破灭了。\yok oğlu 什么也没有: Kağıt yok, kalem yok, yok oğlu yok. 没有纸, 没有笔, 什么也没有。\yok pahasına (satmak) 非常便宜地(卖) \yok \yok 1) 样样都有, 应有尽有: Bu mağazada yok yok. 在这家商店里真是应有尽有。 2) 不, 不: Yok, yok gidelim! 不, 不, 我们走吧!\yok yoksul 贫寒的, 贫苦的 \yoktan yere 枉然, 徒劳无益, 白费劲; 无缘无故 \yokuna 非常便宜地; 无代价地, 不花钱地, 白白地: Bu mal yokuna gitti. 这种商品卖得很便宜。
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.